‘İnsan – Av. Hitay Güner ‘Saygı ve özlem ile…
Uygarlığın nimetlerinden yararlanan insanoğlu külfetlerini de omuzlamak mecburiyetindedir. Uygarlığın kaçınılmaz gerçeklerinden birisi olan “trafik” ve “yol güvenliği” insanların günlük yaşamının bir parçası haline gelmiştir. Teknik boyutları içerisinde alışılageldiği gibi değil ve fakat sosyal açıdan tarif etmek gerekirse
“Trafik toplumun, karakterini, ahlak ölçülerini en net şekilde sergileyen, bir defalık veya günlük olmayıp her gün tekrarlanan davranışlar zinciridir.”
Yollar ve yollardaki insan ve araç hareketi o ülkenin ahlak düzeyini saptayabilmekte, kültürü hakkında fikir verebilmektedir.
Trafik düzeninde, trafik karmaşasında “insan” faktörü başta gelmektedir. İnsan aileden aldığı eğitim, okuldaki öğrenim ve yaşamındaki deneyim ve izlenimlerinin sonucu kişilik sahibi olur ve toplumdaki yerini bulur. Boyutları ne olursa olsun her toplumda çoğunluğu oluşturan ve kişilik yapısı birbirine benzeyen ya da yakın olan insanlar bilerek veya bilmeyerek o toplumun genel değer yargılarını oluşturur ve ortaya koyarlar.
Gelişen uygarlık ve sağladığı olanaklar, ulaşım ve iletişim insanı kendi dar çerçevesinin dışına taşımıştır. Eskiden günler ya da aylar alan ulaşım birkaç saate sığmış ve değişik kültürler birbirileri ile iç içe girmiştir. Bu da değer yargıları farklı toplumların ve insanların birbiri ile iletişimini hızlandırmıştır. Değer yargıları köyden köye, köyden kente, kentten kente değişmekte ve bu iç içe yaşam olayları algılamakta uyumsuzluklara yol açmaktadır. Konmuş olan toplumsal kurallar aile eğitimine ve yetiştiği toplumsal ortama göre kimi için kolay, kimi için zorunluluk, kimi için eziyet olmaktadır.
Uygarlığın gün geçtikçe hızlanan temposu insanları yollara dökmüş, gerekli gereksiz yolculuklara itmiştir. Bu tempo ve zaman tüketimi insanı aceleci ve sabırsız yapmaktadır. Acelecilik ve sabırsızlık, özellikle kent yaşamında günlük diğer problemlerle bir araya gelince, insanların diğerlerinin hakkına saygı göstermemesine, hatta pek çok kuralı hiçe saymasına ve kurala tepkisine yol açmaktadır.
Bu davranışların en belirgini olan trafik olgusu toplumun aynası niteliğindedir. Devlet otoritesi ve devlet güçleri düzen ve disiplin sağlamak için bütçe, kadro, araç ve gereç, yönetim ve denetim, ceza ve eğitim kavramlarının ifade ettiği her şeyi yapmakla yükümlü olmakta ve yapabildiği kadarını yapmaktadır. Ancak hiç bir ülkede hiç bir otorite bu konuyu tek başına çözememekte ve disiplin altına alamamaktadır.
Zira “trafik” bir denetleme ve mühendislik işi olmakla beraber ayni zamanda sosyoloji ve psikoloji işidir de… Ülkemizde olaya bakış açısı daima “denetleme” çerçevesinde olmakta, değil sosyal boyut, mühendislik boyutu bile fazla önemsenmemektedir.
Küçülen dünya, hızlanan teknoloji, artan insan nüfusu ve motorlu araç sayısı alışılagelmiş önlemleri yetersiz kılmakta, yeni çareler arama ihtiyacını yaratmaktadır.
Üzerinde durulacak ilk husus, diğer pek çok konuda olduğu gibi, çağdaş düşünce görüşü ile her şeyi devletten bekleme mantığını terk ederek tribündeki yayanın ve sürücünün sahaya inmesi, başka bir ifade ile bireyin ve toplumun kendini sorumlu ve görevli görmesidir.
Artık trafik polisinin değil, kazanın vereceği cezayı algılamak olgunluğuna ermek zamanı gelmiştir.
Toplumun ve bireyin bilinçlenmesi ve kendi kendini kontrol etme erdemine varması, belli bir trafik kültürü düzeyine çıkması lazımdır. Bu da eğitimle olur. Ne var ki eğitim uzun bir süreç ister. Halbuki artan trafikte can kaybı durumu vahim ve acil hale getirmiştir. Zamana karşı yarışmak için yapılacakların başında toplumun örgütlenmiş öğelerinin harekete geçmesi gelmektedir.
Bunu yapacak olan sivil toplum kuruluşları, özel sektör ve ekranı, radyosu ve basını ile medyadır. Sivil toplum kuruluşları organize edecek, özel sektör destek verecek ve medya yazacak, gösterecek, söyleyecektir. Toplum, trafik bilincini ve trafik kültürünü içine sindirinceye kadar…
Bu eylemi başlatmaz ve geliştirmezsek, gayreti devletten beklemeye devam edersek gidenlerin arkasından yas tutanların adedi artacak, dizini dövenler çoğalacaktır.
Av. Hitay Güner
Türkiye Trafik Kazalarını Önleme Derneği
Genel Başkanı